Anız Yerinden Bildiriyorum...
Önce taş ve kayalarla örtülü arazide, kesilmiş çam ve meşe ağaçlarıyla dolu bir korumuz oldu…
Haşmetli kayalarına mitolojik isimler verdik…
O sene - bir susam hasatı ertesine denk gelen bayram tatilinde - çok sevdiğimiz iki dostumuzu alıp, bir gün bizim olacağına inandığımız komşu arazide ilk kampımızı yapmaya gittik...
Tam 5 yıl önceydi… Bugün hala belki de en çok sevdiğimiz bu parsele, o gün “bel fıtığı tepesi” adını verdik.
Öyle ki arazinin tatlı eğimini hesaba katmadan kurduğumuz çadırlarda, kendi “dikey limit” filmimizi çektik.
Gecelerini sincapların ağaçlardan çadırlarımıza fırlattığı fıstıkların renklendirdiği iki günün ardından “yıllar sonra bugünü hatırlayacağız” diyerek ayrıldık geleceğimizin yattığı topraklardan.
Sonra tek tek almaya başladık tarlaları…
Gün oldu bunlar Yunan, kurtardığımız toprakları şimdi parayla satın alıyorlar dediler.
Gün oldu buraya baraj yapılacak, çok para edecek bu topraklar dediler.
Gün oldu bu tarlalarda altın var dediler…
Her bir parselin pazarlığı bir öncekinden daha alengirliydi anlayacağınız…
Takvimler 2017’yi gösterdiğinde
En son aldığımız parsel 5 sene önce üzerinde kamp yaptığımız parsel oldu.
5 sene, 13 parsel, 140 dönüm...
Çam ormanlarıyla çevrili arazimizde,
Halkayı tamamladık.
Sonra da arpa ektik, buğday ektik, kuyu çaktırdık, sulama havuzu kazdırdık...
Peki son 15 günde neler yaptık?
Sanırım kimilerinin bir ömür yapmadığı kadar çok iş dersem yalan olmaz.
Aşağı yukarı her gün sabah 7’de kalktık, en geç 8:30’da tarlada iş başındaydık.
Yalnızca bir iki kere güneş batarken yakaladık evimizin önündeki denizi de iki kulaç attık belki...
Ufak tefek bürokratik işlerimiz de vardı ama ana hatlarıyla şöyle geçti son iki hafta;
Bütün arazinin etrafını, kadastronun işaretlerini takip ederek, kepçeyle çit çakılabilir duruma getirdik,
Daha sonra çit direklerinin çakılacağı yerleri ip, sopa ve kireçle işaretledik,
Tam 400 çuval toprak hazırlattık sulama havuzu için
Hem de sulama havuzumuzun brandasını gerdirdik hem brandayı sabitlettik bu çuvallarla.…
Çubuklarla su aradık, bulamadık.
Öğle vakti değme kebapçıda yiyemeyeceğiniz lezzette domates soğanlı salatalar, köz patlıcanlı söğürmeler yedik anız yerinde,
Suyumuzu ormanda bildiğimiz hayratlardan tazeledik.
Bir de sarılı beyazlı kurdelelere sarılı ve fotoğraf seremonileriyle teslim aldığımız bir traktörümüz oldu,
Tarımsal araştırmalar da yaptık çokça ama ben burada duruyorum,
Devamını araştırmalarımız meyve verdikçe anlatacağım...