Veteriner hekim olacak mıyım?
Kendimi bildim bileli hayvanları çok sevdim, çok iyi anlaştım.
Seneler içerisinde büyüleyici güzellikte anılarım oldu cins cins hayvanla...
Hayvanların gördükleri zulüme karşı ve yaşadıkları kötü hayat şartlarını geliştirmek için projeler ürettim.
En sonunda da dayanamadım 3 sene önce Anadolu Üniversitesi'nin "Laborant Veteriner Teknikerlik" ön lisans programına yazıldım.
Bu kararı temel olarak eşimle beraber kurmakta olduğumuz çiftlikteki hayvanlara, hakkıyla bakma motivasyonuyla verdim.
Programın tüm zorunlu derslerini verdikten sonra geçtiğimiz sene Eylül-Kasım ayları arasında 3 ay tam zamanlı olarak Maslak At Polikliniği'nde zorunlu stajımı yaptım.
O tarihten bugüne kadar da Sevgili Doktor Veteriner Hekim ve Türkiye'nin ilk ve tek At Osteopatı Fikret Memişoğlu ile haftada bir gün İstanbul çevresindeki çiftliklerde atlara, ponilere baktım, bakıyorum. Hocama tedavilerinde yardımcı oluyor, sonsuz bilgi birikiminden faydalanıyor, kendimi geliştiriyorum.
Veteriner Tekniker olana kadar geçirdiğim tüm bu süreç benim için o kadar keyifliydi ki, Maslak'ta Murat Hocam'ın tüm itiraz ve şaşkınlığına rağmen en sonunda "Ben veteriner olmalıymışım" dedim.
Kendisine bu kararımı ilk açıkladığımda bana "Demek ki biz seni iyi çalıştırmadık, bu kararı vermemen lazımdı" demişti. Bu yazı burada durdukça kulakları çın çın çınlasın :)
Ve nihayetinde bu fikirden yola çıkarak onca işimin arasında ve canım eşimin sonsuz anlayışına sığınarak, teoride Şubat ayından Temmuz'a kadar ama pratikte sadece Haziran - Temmuz aylarında "ciddi bir şekilde" (Dikey Geçiş Sınavı) DGS'ye çalıştım.
Okunmuş pirinçlerimi yuttum, 21 Temmuz'da sınava girdim.
Sonuç?
Yaklaşık 400,000 kişinin girdiği sınavda %4'lük dilime girerek elde ettiğimi sandığım büyük başarının aslında istediğim fakülteye yetmediğini öğrendim. O gün bir anda parlayıp, usulca sönen tatlı bir sevinç yaşadım diyebilirim :)
Daha 2018'in taban puanları belli olmadığı için, pozitif enerjime sağlık "Yine de belli olmaz" dedim, 2 senelik atçılık ve teknikerlik mezunlarının ders çalışma disiplinlerine sığınarak, tercihlerimi yaptım.
İstanbul ...
Balıkesir ...
Ve Kıbrıs / Tam burslu (Tabi ki)
Sınava girerken sahip olduğum "Olursa yaparım" yaklaşımı ile "Ya olursa nasıl olacak?" dehşeti arasında git geller yaşarken, ÖSYM yerleştimeleri yaptı.
Uzun lafın kısası kendimi şöyle bir ekrana bakarken buldum:
Bazen insan kendi için, sevdikleri için, geçip giden muhteşem hayat için duracağı yeri bilmeli.
İşte burası benim durduğum yer.
Fakat sonucu öğrendiğim 16 Ağustos Perşembe günü sevgili eşim, kalbimin yarısı Sercan - bize ait hayattan çaldığım onca zamana rağmen - bana
"Ben bu sene seni çalıştırırım, seneye rahat rahat girersin"
dedi ya...
Belki veteriner hekim olmayacağım ama sadece bu cümleyi duymak bile bütün DGS macerasına değdi diyebilirim.
Bir daha da sınava girmem.
Artık bir Veteriner Teknikerim.