İrlandalı PlantEdit; "GDO’suz" (!?) sürdürülebilir ve tüketici odaklı bitki ürünleri ürete
PlantEdit bitki genomu düzenleme platformu olan ToolGen ile birlikte "GDO’suz, yenilikçi, sürdürülebilir ve tüketici odaklı" bitki ürünleri geliştirilmek üzere İrlanda'da kurulmuş bir tarımsal biyoteknoloji girişimi.
Girişim, bitkilerin genomunda CRISPR-Cas9 teknolojisini kullanarak değiştiriyor, çeşitli verim ve kalite artışları sağlıyormuş.
Bu noktada, genetiği değiştirilmiş - ama GDO'suz(?!)- bitkiler nasıl oluyor kafanız karışmış olabilir. GDO zaten "Genetiği Değiştirilmiş Organizma" demek değil mi? diye düşünüyor olabilirsiniz. Ben de sizinle aynı noktada duruyorum. Şirketin bu konuya verdiği cevabı aşağıdaki videodan görebilirsiniz.
Konunun biyoteknoloji yönü bir kenarda dursun (öyle ki ben de çok ahkam kesecek bilgiye sahip değilim bu konuda), ticari yönden; hücrelerdeki genlerin kalıcı olarak değiştirilmesiyle yüksek verimli, belli kalite parametreleri geliştirilmiş ve dayanıklı bitkiler geliştirmeyi amaçlayan PlantEdit, bu teknolojisiyle şimdilik; soya fasulyesi, yağlık kolza, mısır, pirinç ve mantar gibi türlere odaklanmış.
Şirketten yapılan açıklamaya göre eskiden gıda şirketleri ürünlerinin daha uzun süre dayanmasını sağlamak ve lezzetini korumak için trans yağları kullanıyorlarmış. Ancak bu yağların kalp krizi, felç, damar tıkanıklığı gibi pek çok ciddi hastalığa sebep olması, gıda sektöründe bu yağların kullanımlarında azalmaya yol açmış. Bu noktada gıda şirketleri yüksek oleik yağlara veya hurma çekirdeği yağlarına yönelmişler.
PlantEdit, kullandığı teknoloji ile, soya fasulyesinde oleik asit miktarını arttıran FAD2 genini mutasyona sokarak yüksek oleik yağ içeriğine sahip soya fasulyeleri üretiyor ve bu şekilde soya fasulyesinden, zeytinyağı bileşimine eşdeğer fakat daha sağlıklı ve lezzetli yağların üretilmesine olanak sağlıyormuş.
Ayrıca PlantEdit'in planları arasında; genomu düzenlenmiş bir bitki platformunu kurarak, saf memeli proteini üretmek ve uygun maliyetli insan ilaçları geliştirmek de varmış.
Ben, şahsen, milyonlarca yıllık gelişimin sonucunda çok hassas bir denge ile oluşmuş canlı yapılarında, yap-boz gibi bir parçanın çıkartılabileceğine ve/ya bir başkasının takılabileceğine inanmıyorum. Bu tür müdehalelerin o canlının bütünlüğünü ve bu canlıyı besin zincirinde barındıran bütün canlıların bütünlüğünü bozacağını/bozduğunu düşünüyorum. Modern insanın yaşadığı bir çok sağlık probleminin temelinde; tam da bu gibi müdehaleleri yapma hakkını kendimizde görme durumu ve bütün var oluş içerisinde, toz kadar olmayan varlığımızda barındırdımız kokuşmuş kibirin yattığını düşünüyorum.
Bu arada bu girişimi daha yakından incelemek isterseniz, şirketin 2 dakikalık kullandığı teknoloji ve hedeflerini özetleyen tanıtım filmine ulaşabilirsiniz: