Fransız ve Brezilya Milli Takım Antrenörü, Veteriner Hekim Jean-Louis Leclerc Atlı Dayanıklılık Semi
Türkiye Binicilik Federasyonu, 2019 yılı Atlı Dayanıklılık disiplini yarışma sezonu öncesi - binicilerin önümüzdeki dönemlerde uluslararası yarışmalara katılabileceğini de düşünerek - Fransız ve Brezilya Milli Takım Antrenörü, Veteriner Hekim Jean-Louis Leclerc'i İstanbul'a davet etmiş.
Ben de Sevgili Hocam Dr. Veteriner Hekim Fikret Memişoğlu ile Leclerc'in 25 Şubat'ta Burhan Felek Milli Takımlar Kamp Merkezi'nde verdiği at sağlığını ön planda tutan (ve atlı dayanıklılık sporunun merkezine almış) bu harika seminere katıldım.
Seminerin içeriği birinci gün Atlı Dayanıklılık disiplini için yetiştirilen ve yarışmalara katılan atların ahır bakımı, beslenmesi, psikolojisi, çalıştırılması; ikinci gün ise yarışma hazırlığı, nal çakımları ve hakemliği üzerineydi.
Ben öncelikle Binicilik Federasyonu'nun böyle bir etkinlik organize etmiş olmasını, atçılık camiası adına harika buluyorum. Öyle ki 2 senedir gittiğim bir çok çiftlik, kulüp ve özel tesiste, atların sağlığına ve bakımına yönelik bu eğitimde anlatıldığı gibi atın fizyolojisini temel alan, spor/ihtiyaç odaklı ve/ya koruyucu bir yaklaşımın esamesini göremedim.
Benim de katıldığım birinci gün seminerlerinin içeriğinde "Atlı Dayanıklılık eforu ne demektir", farklı metabolik süreçler ve çıktılarının atın performans ve sağlığı üzerindeki etkileri ne olur, kas sistemi, atın vücut sıcaklığı ve müdehale yöntemleri, elektrolit dengesi ve önemi, solunum ve sindirim sistemleri (enzim sinirimi ve bakteriyel sindirim) çıktıları ve patolojisi ve son olarak performans/mevsimsel ihtiyaçlara göre atı dengeli ve doğru besleme yaklaşımları vardı.
Jean-Louis Leclerc'in ifadesiyle binicilik sporu "Atıma bindim 1 saat çalıştım, çok iyi antreman yaptım" veya "Atıma bindim 5 saat ormanda dört nal yaptım, atlı dayanıklılığa hazırım." demek değil. Her şeyden önce partnerinin fizyolojisini bilmek, ihtiyaçlarını anlamak ve bu ihtiyaçlara yönelik sağlıklı/dengeli besleme ve iyi bakım pratikleri gerektiriyor atçılık sporu.
Bu anlatılanların, birinci gün Ankara'dan Isparta'ya bir çok şehirden gelmiş olan 30-40 kadar binici ve antrenöre, Jean-Louis Leclerc'in anlattıklarının çok farklı bir pence açtığını ama en önemlisi yeni ve çok değerli bir bakış açısı kattığını düşünüyorum. Atın performansının, hayvanın sağlığı ve beslenmesi ile fizyolojik ilişkisini anlama, yarışmaya girmeden atı "performans için" bu bilgi ve yaklaşımları kullanarak, yarışa hazırlama ile ilgili verilen bilgiler gerçekten çok kıymetliydi.
Bir çok insan atı hastalanınca elinden geleni yapıyor, fakat söz konusu, her şey iyiyken atına iyi bakmak olduğunda - günlük, mevsimsel ve/ya çalışma şartlar çok da göz önüne alınmadan - ilaç/gıda takviyesi modaları takip edilerek, ezbere yapılan bir "bakım" söz konusu.
Leclerc bu konu ile ilgili de çok netti. "Paranızı ilaca değil, kaliteli yeme ayırın. Atınızı performans ihtiyaçlarına göre doğru ve dengeli beslerseniz, hiç bir ilaç veya gıda takviyesine de ihtiyacınız olmaz." diyen hekim, durumun geldiği içler acısı noktaya dikkat çekmek için çok üzücü ve bence korkunç bir hikaye de anlattı.
Geçtiğimiz yıllarda her sene moda olan ilaçlara ve insanların bu ilaçları bilinçsizce kullanma durumuna dikkat çekmek için yapılan bir araştırma/kampanya kapsamında, var olmayan bir ilaç için oldukça kapsamlı bir reklam kampanyası yürütülmüş. Kampanya sonunda herkes ilacın var olduğuna ve inanılmaz etkili olduğuna öylesine inanmış ki, aslında kimsenin bulamadığı bu ilacın etkileri konusunda ağızdan ağıza "gerçek hikayeler" anlatılır olmuş.
İnsanlarda olduğu gibi atlarımız, ve aslında genel olarak hayvanlarımız için de doğru beslenme ve ilaç/gıda-takviyesi kullanma konularını daha sık konuşuyor olmamız lazım. Bu konuda bilinçlenme en başta ve en önemlisi hayvanlarımızın sağlığı için çok önemli, sonda da bu sporları hakkıyla yapabilmek için...