top of page
Editor

Kedilerin karakterleri ve renkleri arasında bir bağlantı var mı?


İnternetin hakimi olmalarına rağmen hâlâ gizemlerini koruyan ender varlıklardan olan kediler; ilgi istemeyle mesafeli durmanın, sevimli olmayla sinsi planlar yapmanın paradoksal bir karışımını bizler için cazip kılarak, hem kendilerini sevdirmeye, hem de bizleri şaşırtmaya devam ediyorlar.

National Geographic yayınlarından "How to Speak Dog" (Köpek Dili Konuşmak) ve How to Speak Cat (Kedi Dili Konuşmak) kitaplarının yazarı Veteriner Hekim Gary Weitzman’a göre kedilerimizin renk ve karakterleri arasında da bir ilişki var.

Örneğin tekir kedilerin bağımsızlıklarına düşkün olabildiklerini, genellikle tek bir insanla araların iyi olduğunu ve istekleri konusunda ısrarcı olabileceklerini söylüyor Weitzman. Tekirler, üç renkli Calicolar ve Habeş kedilerinin tüy renkleri ile karakterleri arasındaki güçlü bağları, kitabında belgelerle kanıtlanmış olduğunu da ekliyor. Sistematik olmayan bir bilgi olarak; en cana yakın türlerin tipik bir örneğinin ise sarman dediğimiz sarı/turuncu, alacalı posta sahip kedilerden çıktığını belirtiyor.

Evcil hayvanlar ve sorunlarıyla ilgili bir de radyo programının yapımcısı ve sunucusu olan 25 yıllık Veteriner Hekim Gary Weitzman, mesleği gereği kedilerle ilgili çok çeşitli sorulara alışkın.

Kedilerin tuhaf davranışları düşünüldüğünde, kendine en çok “Kedim neden aniden psikotik bir ruh haline girerek salonda son sürat oradan oraya fırlıyor?” sorusunun yöneltildiğini söylüyor. Bu davranışın sebebinin kesin olarak bilmemekle beraber özellikle ev kedilerinde büyük miktarda bastırılmış enerji olduğuna dikkat çeken Weitzman, bu tür davranışların atıl kalan yüksek yabanıl enerjinin bir dışa vurumu olarak değerlendirilebileceğini anlatıyor. Yabanıl kedilerin ise gün içerisinde avlanma, takip etme ve tetikte kalma gibi onları meşgul eden bir çok aktif davranış sergilediklerinin altını çizen yazar, tüm bu davranışların tam olarak enerji boşaltım ritüelleri olduğunu söylüyor.

Ev kedilerinin bu anlamda yabanıl atalarına çok ama çok benzediklerine dikkat çeken hekim. Kedilerin, köpeklerin yarısı kadar zamandır evcil olduğunun; dolayısıyla aslanlar, kaplanlar ve leoparlarda da ev kedilerinde görülen davranışların hemen hemen aynılarının gözlemlenebileceğini anlatıyor.

Bu duruma bağlı olarak kedilerin bizim için belki de en büyük cazibelerinden birinin; biz insanlar onlarla uyum içinde yaşarken, sadece yabanıl hayvan belgesellerinde izleyebileceğimiz davranışlara evde, sevimli patilerimizin değişken hal ve tavırları kanalıyla şahit olmamızı sağlamaları olabileceğini belirtiyor.

Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan çok sayıda büyük kedi türü varken, evcil kedilere olan sevgimizin yabanıl kuzenlerini kurtarma konusunda insanları mobilize etmede de bir avantaj olduğunu anlatan Witzman, geçtiğimiz senelerde Zimbabve’nin sembollerinden olan Cecil adlı yaşlı bir aslanın ABD’li bir turist tarafından öldürülmesinin ardından oluşan evrensel boyuttaki öfkeyi örnek gösteriyor.


Weitzman'ın kitabı yazarken yaptığı araştırmalar sırasında faydalandığı bilimsel yayınlar ve Guinness Rekorlar Kitabı’ndan öğrendiği bir takım bilgiler kendisini de oldukça şaşırtmış... Örneğin; bugüne kadar yaşamış en yaşlı kedinin, Kaliforniya Point Lima’dan 27 yaşında bir kedi olduğu ve kedilerin, sesleri erkeklerden daha tiz olduğu için kadınlara daha iyi tepki verdiği tezi, yazarın hiç beklemediği bilgilermiş. Yazar, bu çalışmaları sırasında karşısına çıkan başka bir bilgiyi; kedilerin karanlıkta insanlardan altı kat daha iyi görebildiğini vurgularken, bu bilginin veterinerlik fakültesinde, barınakta veya on yıllarca hayvanlarla çalışarak öğrenilebilecek bir şey olmadığının altını çiziyor.

Comments


bottom of page