Aromaterapi & Güvenlik: Doğal Demek Zararsız Demek Değildir
Her zaman her yerde söylüyorum. Bütün websitelerimin görünür yerlerine de sıkılmadan tekrar tekrar yazıyorum.
Doğal demek zararsız demek değildir.
Her şey doğru yerde/amaç için, doğru miktarda/dozda ve doğru süre kullanıldığında şifalıdır, iyidir.
Aromaterapi ve uçucu yağlar ile ilgili en sık aldığım sorulara cevaben kısa bir toparlama yaptım, umarım işinize yarar ve faydalı bulursunuz.
Aromaterapide yalnızca yüksek kalitede ve saf uçucu yağlar kullanılmalıdır. Uçucu yağların terapötik etkilerinden, güvenli olarak, ancak kaliteli ve saf uçucu yağlar kullanıldığı durumda faydalanılabilir.
Düşük kalite, tağşiş edilmiş ve hatta kokusuz sabit ve/ya mineral yağlara sentetik esans katılarak hazırlanan ürünler, uçucu yağlardan beklenen etkilerin görülmemesine, beklenmeyen olumsuz durumlara veya çeşitli yan etkilere neden olabilir.
Bir diğer yandan bütün terpenoit bileşikler oksijenle reaksiyona girerek hızlıca bozulabilirler. Bu bozulma bazı uçucu yağları cilt iritanı yapabilir. Oksidasyonu önlemek için uçucu yağlarınızın üretim, son kullanma ve “açıldıktan sonra kullanım” sürelerine dikkat edin.
“Açıldıktan sonra kullanım” süresini ambalajların üzerinde kapağı açık, oval krem kavanozu şeklindeki görsellerin üzerinde rakamla yazılı olarak bulabilirsiniz. Özellikle monoterpen zengini uçucu yağlarınızı (Sedir, limon, greyfurt vb.) buzdolabında saklayınız.
Maalesef bugün küçük amber renkli şişede satılan doğal veya sentetik aşağı yukarı her şey “esansiyel yağ” başlığı altında pazarlanıyor ve bu konuda yeteri kadar bilgi veya doğru bakış açısına sahip olmayan kimseler tarafından satın alınarak “uçucu yağ” yerine kullanılabiliyorlar.
Satın almak istediğiniz uçucu yağı, mümkünse üretiminden (yeri, tarihi, bitkinin kendisi) kimyasal kompozisyonuna kadar tanıyın. Kullanmak istediğiniz uçucu yağ ile ilgili dozaj ve kullanıma ilişkin güvenlik uyarılarını mutlaka güvenilir bir kaynaktan okuyun, öğrenin ve devamlı bilgilerinizin sağlamasını yapın. Bergamot gibi fototoksik bileşikler içeren uçucu yağları kullandıktan sonra en az 12 saat güneş ışığına çıkmayın.
Aldığınız uçucu yağların ışık geçirmeyen renkli cam şişede olmasına ve ambalajının hasar görüp görmemiş olduğuna dikkat edin.
Aldığınız uçucu yağ şişesinin ağzını ilk açan siz olun ve şişenin ağzında damlalık olup olmadığını kontrol edin. Uçucu yağınızı kullanırken damla damla sayarak kullanmanız gerekir. Şişenin ağızında damlalık olmaması, siz ve sevdikleriniz için bir kullanım ve güvenlik riski oluşturur.
Uçucu yağları inhalasyon dışında (yani indirekt bir biçimde, bir koku lambası, difüzör, nebülizatör veya koku taşı vb aparatlar aracıyla değilse) seyreltmeden asla kullanmayın. Kullanmak istediğiniz yağı, doğru oranda bir sabit yağın (tatlı badem, jojoba vb.) içerisinde seyrelttiğiniz durumda dahi, önce cildinizin en az 6 saat su görmeyecek (dirsek içi vb.) bir yerinde "yama testi" yapın. Herhangi bir alerjik reaksiyon veya iritasyon görürseniz, söz konusu yağı cildinizin üzerinde kullanmayın.
Uçucu yağ kullanımına bağlı, en sık görülen yan etkiler; dermal hassasiyet, iritasyon, baş ağrısı ve mide bulantısı olmakla beraber tüm bu yan etkilere oldukça ender rastlanmaktadır. Yalnız hamilelik, emzirme dönemlerinde ve bebekli/ küçük çocuklu evlerde uçucu yağlar konusunda çok daha dikkatli olmak ve temkinli davranmak gerekir.
Doğum öncesi/sonrası dönemde veya çocuk sağlığında, en sevdiğiniz ve sık kullandığınız uçucu yağları, normal kullanım oranlarından çok daha ufak dozlarda (%0.1-0.5) kullanmanız veya hiç kullanmamanız gerekebilir. Konuyla ilgili detaylı bilgi almak için doktorunuza, eczacınıza veya akredite bir aromaterapiste (NAHA’nın onay verdiği okullardan, standartları belli, kapsamlı aromaterapi eğitimlerini tamamlamış kimselere) başvurabilirsiniz.
Ailenizde veya sizde herhangi bir sinirsel veya ruhsal rahatsızlık geçmişi varsa, uçucu yağları kullanmadan önce mutlaka doktorunuz ile durumu görüşünüz.
Uçucu yağlarınızı çocukların ve evcil hayvanlarınızın ulaşamayacağı yerlerde saklayın.
Uçucu yağları bir doktor reçete etmediği sürece ASLA dahili olarak kullanmayın.
Uçucu yağlarda ortalama raf ömrü - kapak açılmadan önce - bir ile iki yıl arasında değişmektedir.
Konu hidrosoller (veya hidrolatlar) olduğunda dikkat edilmesi gereken bir nokta, damıtılmış suya uçucu yağ eklemenin o suyu hidrosol yapmayacağıdır. Saf hidrosollerin etiketinde “Su buharı damıtımı ile elde edilmiş “*bitki* suyu” yazar.
Bu anlamda gül suyu, lavanta suyu ve benzeri hidrosol alışverişlerinizde mutlaka ürün içeriğini okumaya özen gösterin. Aldığınız ürünün içerisinde alkol, renklendirici ve/ya koruyucu olup olmadığına bakın.
Hidrosollerin güvenli kullanımı doğru saklama koşullarına bağlıdır. Hidrosollerin direk ışık veya ısıdan uzak, karanlık ve serin yerlerde muhafaza edilmesi önemlidir. Hidrosollerin ömrünü uzatmanın en kolay yolu ise şişelerinizi buzdolabında saklamaktır.
Birçok hidrosol için raf ömrü, şişe açılmadan önce, bir ila iki yıl arasında değişmektedir. Son kullanma tarihi geçmemiş olsa dahi, kapağı açılmış hidrosollerinizi ara sıra koklamak ve içerisinde herhangi bir tortu veya posa olup olmadığını kontrol etmek, bitki sularınızın kullanılabilirliklerini değerlendirmek adına iyi bir fikir olabilir.
Bu yazıyı buraya kadar okuduysanız (öncelikle teşekkür ederim :)), aromaterapi eğitimlerime katılan herkese dağıttığım ve aşağıda paylaştığım infografikler sizin de hoşunuza gidebilir:
Comments