top of page
Editor

Dünyanın En Büyük Kent Çiftliği Paris’in Çatılarında Kuruluyor


Sonbaharın ilk günlerinde sıcak bir öğleden sonrası... Meyveli bitkiler hafif esen rüzgarla hışırdıyor ve aromatik bitkilerin kokusu etrafta dolaşıyor... Uzakta kuş cıvıltıları...


Kırsal bir yerin pastoral bir köşesinde değil, Fransız başkentinin kalbinde, altı katlı bir binanın tepesinde duruyoruz.


Paris’te geleceğin çiftçiliğine hoşgeldiniz!


2020 baharında açılışı yapılacak ve dünyanın en büyük “teras çiftliği” özelliğine sahip olan bu tarım projesi; şehirlerin düz çatılar ve terk edilmiş yüzeyler yerine bu büyüyen sistemlerle kaplı olması fikri üzerine tasarlanmış.


Proje sahibi “Agripolis” şirketinin kurucusu Pascal Hardy bu projenin amacının “sürdürülebilir çiftçilik için küresel olarak tanınan bir üretim modeli yaratmak ve aynı zamanda yarının şehirlerinde çevresel ve ekonomik gelişmenin teşvik edilmesine yardım etmek” olduğunu söylüyor ve hedeflerinin “Paris’in kalbinde doğanın döngüleriyle uyum içinde olan kaliteli ürünler yaratmak” olacağını açıklıyor.


Aslında yeni olmayan bu kentsel çiftlik projesinin Lahey, Detroit ve Şangay’da da dikkate değer büyüklükte örnekleri yer alıyor. Fakat yine de Agripolis şirketinin Paris’te yeni kurduğu bu amiral çiftlik, eski tasarımlara kıyasla birçok yönden çığır açacak gibi gözüküyor. Dünyanın en büyük teras çiftliği olmasının yanında, Agripolis bu proje ile aeroponik (topraksız) “dikey” tarımda da öncü olmayı hedefliyor.



İnşaatı halen devam etmekte olan bu kent vahası, çok büyük bir sergi kompleksinin (the Paris Expo Porte de Versailles) terasında yer alıyor ve yaklaşık 14.000 kilometre karelik alana yayılmasıyla Avrupa’nın en büyük kent çiftliği olma özelliğine de sahip.


30’dan fazla bitki türüne ev sahipliği yapması planlanan ve biyoçeşitlilik için bir cennet olacağı öngörülen bu tesiste, hasat sezonunda günlük ortalama 1 ton meyve ve sebze elde edilmesi bekleniyor.


20 civarı bahçıvanın çalışacağı bu çiftlikte tamamen organik yöntemler kullanılması planlanıyor. Pestisit ve başka kimyasalların kullanılmamasının yanı sıra toprak da içermeyen bu tarım yöntemi aynı zamanda kapalı bir su sistemine sahip. Bu şekilde herhangi bir kirletici riskini de en aza indirmiş oluyorlar.


Agripolis'in bu proje ile insanlara doğrudan gıda kaynağını sunuyor olması, çiftliğin özellikle düşük karbon ayakizi bırakmasına yardımcı olacak.


Çiftlikte üretilen sebze ve meyvelerin, şehrin diğer tarafında yaşayan sakinlere sipariş üzerine kutularda ya da oteller, yiyecek dükkanları ve büfeler aracılığıyla taze olarak sunulması, böylece uzak tarım arazilerinden gelen gıdalar yerine yol masraflarından da tasarruf edilmesi amaçlanıyor.


Proje kapsamında kentsel çiftçilikle ilişkili eğitim turları, ekip kurma atölyeleri ve özel etkinliklerin de düzenlenmesi planlanıyor. Ayrıca, çevre sakinleri bu alanda küçük bitkiler yetiştirmek üzere özel tasarlanmış ahşap sandıklar da kiralayabilecekler.


Bu çiftlikte, Paris teraslarının meşhur zinciri olan Le Perchoir tarafından işletilecek 300 kişi kapasiteli bir restoran ve bar da mevcut. Bu işletmeler, müşterilerine nefis panoramik şehir manzarasının yanında menülerinde çiftlikte yetişen mevsimsel ürünleri de sunmayı hedefliyorlar.

Paris şehri, Parisculteurs projesi kapsamında 2020 yılına kadar ekilecek olan 100 hektarlık bitki örtüsünün üçte birini bu kentsel tarıma adamış.


Şehirde diğer planlanan tarımsal alanlar arasında; Porte de Clignancourt'daki eski demiryolu hattı boyunca kurulan La Recyclerie eko çiftliği ve Porte de La Chapelle'deki bir yeraltı otoparkında bulunan organik mantar çalışması La Caverne bulunmaktadır. Hatta şehirde uğursuz olarak görülen Montparnasse Kulesi’nin bile kendine ait gelişen bir tarımsal sistemi olduğu söylentileri dolaşıyor.


Bu projeler başarılı olur mu olmaz mı bilemeyiz ama darısı İstanbul'un başına...



Comments


bottom of page