"Bir altın tutuyoruz ama değerini bilemiyoruz”
Bülent Sarıoğlu'nun Hürriyet gazetesi için hazırladığı bir haber, Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Erdem Yeşilada'nın, Tıbbi ve Aromatik Bitkileri (TAB) Araştırma Komisyonu’na yaptığı sunumdan ilginç ve çok üzücü gerçeklere dikkat çekti.
“Beni kahreden bir durum. Her bir şey var elimizde ama hiçbir şey yok. Bir altın tutuyoruz ama değerini bilemiyoruz” diyen Prof. Dr. Erdem Yeşilada, sahip olduğumuz "botanik serveti" anlattığı sunumunda şu bitkilere dikkat çekti:
Arap Zamkı
Kitre zamk, arapzamkı. Şimdi bütün dünyayı allak bullak ediyor. Bütün içtiğiniz kolalı içecekler arapzamkıdır. Parfümeride, yiyecek sanayisinde, her şeyde. Mesela Devlet Malzeme Ofisi’nin suda çözülen zamkı arapzamkıdır. Tükürükleyip zarfı kapatırız. Senegal, Sudan’dan elde ediliyor. Bunun ticaret merkezi Develi’ydi. Develi’ye gittik haberleri bile yok artık.
At Kestanesi
Vatanı Balkanlardır, ülkemiz dahil. Ama bizde sadece süs bitkisi. Türkiye kaynaklı ilacı yok, hep yurtdışından patentle gelenler var. Halbuki variste, hemoroitte kullanılıyor.
Barut Ağacı
Orman içi ürünlerden. En iyi kaynağı Doğu Karadeniz. Türkiye’de ürünü yok, sadece zayıflama çaylarında var. Sinamekiden daha güvenlidir, çünkü kramplara yol açmaz. Çinliler satıyor, “buckhon ekstrat” diye.
Tavşan Memesi
Orman altı ürün. Son derece değerli. Selülitte, vazoprotektif olarak yani damarları korumak için ve böbrek taşında kullanılıyor. Indena firması bizden alıp ürünü satıyor. 5 miligramı 262 Euro. Bizden gidiyor büyük kısmı.
Akçabardak Soğanı
1990’da Bolu’da bir köye gittiğimde tepeler halinde bunlar toplanmıştı. “Bulgaristan’dan gelip alıyorlar, çocuk felci aşısı yapacaklarmış” dediler. Yalan, bizden aldıklarıyla galantamin elde ettiler ve bütün dünyaya Alzheimer ilacı olarak satıyorlar.
Liken
Ağaçlardan sarkar, görürsünüz, sağlıklı bir şey. Kullanıyor muyuz? Hayır. Halbuki Fransa parfümeri sanayinde ekstrelerini kullanıyor.
Ökse Otu
Kanserde, bağışıklık sisteminde kullanılıyor. Almanya’da Helixor, Iscador diye var. Bakın gazete haberi: “Gümüşhane’de ökseotuyla mücadele!” Mücadele ediyoruz biz.
Geven
Orta Anadolu’dan başlayıp Çin’e kadar olan bölgede yüzlerce, Türkiye’de de 500 türü vardır. Bu kanseri tedavi eden bir bitki ve Türkiye’dekilerin bu tip etkisi yok. Yalnız Güneydoğu’da bir çobanın “Ben kanseri tedavi ediyorum” diye verdiği bir kökten biz de aynı şekilde bir madde elde ettik, “astragaloside 4”. Muhtemelen Türkiye’de de var ama henüz bilmiyoruz. Maalesef geveni aktarlar Çin’deki gibi satıyorlar ve bu da yan etki, toksiteye yol açabilir.
Dağ Çayı
Adaçayı diye yanlış biliniyor, hiçbir ilgisi yok. Yine aynı aileden ama sindirimi kolaylaştırıcı, ödem giderici. Bunu pazarlamıyoruz ama bir başka türünü Yunanlar pazarlıyor. Alzheimer’a karşı öğrenmeyi kuvvetlendirici olarak araştırma yapmışlar. Herkes öğrenmek ister, algısının açık olmasını ister. En önemli yerden vuruyorlar.
Laden
“Cistus” diye pastiller var ya hani. Bizim kampusun içi bile dolu bununla. Yunanlardan çıktı. Ekstreyi elde edip bütün dünyaya satıyorlar. Çok önemli bir antiviral özelliğe sahip. Her tarafımızda var.
Meyan
İşin en acısı. Dünyanın en kaliteli meyanı bizde yetişiyor. İki ziraatçı hocanın kitabını buldum; hububat tarlalarında meyan otuyla mücadele. Güler misiniz ağlar mısınız? Suriyeliler sınır hattında meyan kökü topluyor, Türkiye’de meyan balı yok. İtalya’dan tutun, Finlandiya’ya kadar müthiş bir kullanımı var meyan balının. Güneyde içeceği var, 3 bardak içerseniz tansiyonunuzu yükseltir ama 1 bardak sağlıklıdır. Çin formüllerinin yüzde 70’inin içerisinde meyan var.
Trabzon Hurması
Test çalışmasında Trabzon hurmasında çok yüksek antioksidan etki çıktı ama Türkiye’de fazla değeri bilinmiyor. Japonya’da lokum haline getiriyorlar kurutup. Ihlamur bizimdir ama başkasının ürünlerinde gözümüz hep. Bakın, altın çilek hikâyesi... Doğru dürüst antioksidan etkisi bile yok ama Türkiye’de öyle geçti.
Comentarios