New York'ta Eczacılar Sebze-Meyve Reçete Edebilecek
Bugün sizlerle müthiş bir halk sağlığı programı paylaşmak istiyorum!
New York'ta sağlık problemi olan düşük gelirli vatandaşların taze besinlere ulaşımını kolaylaştırmak için bir süre önce geliştirilen bu benzersiz reçete programına bayıldım.
Programın ana fikri çok basit; doktorlar reçete ile ilaç yazabiliyorlarsa, neden hastalarının rahatsızlıklarına iyi gelecek ve sağlıklı bir hayat sürmelerini sağlayacak gıdaları da reçete edilmesin?
“Eczaneden Çiftliğe (Pharmacy to Farm)” olarak adlandırılan bu program 2017’de ilk kez hayata geçirildiğinde üç pilot eczanede hizmet verirken; bugün Manhattan, Brooklyn ve Queens bölgelerinde, 20+ noktada hastalara hizmet vermeye hazırlanıyormuş.
“Eczaneden Çiftliğe" programından faydalanmak isteyen dar gelirli New Yorklulardan, aşağıdaki iki şartı yerine getirmeleri bekleniyor:
Program kapsamında yukarıdaki kriterlere göre belirlemmiş dar gelirli vatandaşlara her ay şehirdeki sebze-meyve pazarlarında harcamaları için 30 dolar veriliyor. Paralarını hangi sebze ve meyveler için harcayacaklarına ise doktor ve eczacılar karar veriyor...
Gıdanız İlacınız Olsun
Aslında bu program geçtiğimiz yıllarda farklı kapsam ve kapasitelerde denenmiş. Örneğin Kuzey Carolina eyaletinin Wilmington şehrinde, doktorlar kar amacı gütmeyen kurumlardan alınacak taze gıdalar için hastalarına, rahatsızlıklarına özel "sebze ve meyve reçete etmişler."
Birleşik Devletler'in başkentinde (Washington DC) yürürlüğe sokulan “ProduceRx” adlı özel bir program kapsamında doktorların sağlık sigortalı (Medicaid) hastalarına Giant Food isimli süpermarketlerde harcayabilmeleri için para vermelerini sağlamış.
Maine eyaletinin Camden şehrinde ise yine doktorlar, özel bir sisteme kayıtlı ailelere, yerel çiftçi pazarlarında harcanacak kuponlar vermek üzere yetkilendirilmişler.
“Eczaneden Çiftliğe"
Yalnız “Eczaneden Çiftliğe" programı tüm örneklerinden bir noktada ayrılıyor. Bu program kapsamında reçeteyi doktorlar değil eczacılar yazıyor.
Bu sorumluluk değişiminin sebebi ise oldukça basit; insanlar her yıl doktor ziyaretinden daha çok kendi mahallelerinde bulunan eczanelere uğruyorlar!
New York Şehri Sağlık Dairesi'nde Beslenme Politikası ve Programları direktörü Jeni Clapp bu programı neden geliştirdikleri hakkında şunları söylüyor:
“Özellikle düşük gelirli kesimde insanlar eczacıları çok seviyorlar. Çünkü eczanelerden hem perakende sağlık ve bakım ürünleri alabiliyor, hem de randevu almadan istedikleri zaman uğrayabildikleri bu mekanlarda anlık merak, endişe ve ihtiyaçlarını giderebiliyorlar."
Programın İlk Denemesi Değil...
Daha önce Chicago Üniversitesi de bir pilot program yürütmüş. Program kapsamında, üniversite, Walgreens adındaki ilaç dükkanı zinciri ile işbirliği yapmış. Hastalara, Walgreens mağazalarından taze gıda satın alabilmeleri için kupon dağıtılan program, üniversitenin raporuna göre “umut verici” olarak nitelendirilmiş. Yalnız program kapsamında sunulan taze gıdaya ulaşım seçenekleri büyük oranda Walgreens'in satın alma seçimleri ile sınırlı kalmış.
New York’ta uygulanan program ise bu anlamda Chicago Üniversitesi örneğinden daha farklı bir yol izliyor.
Örneğin “Eczaneden Çiftliğe" programına dahil eczanelerin hepsi bağımsız eczaneler. Yani programdan faydalanacak hastalar belli bir ilaç satan dükkan/eczane zincirinin sunduğu ürün yelpazesi ile kısıtlı değil.
Bir diğer konu ise erişim ile ilgili... New York şehrinde ilaç erişimine dair yapılan 2012 anketlerine göre bağımsız eczanelerin düşük gelirli bölgelere hizmet sağlama olasılığı zincir dükkanlardan daha fazla. Ayrıca bu şekilde, bölgede faaliyet gösteren yerel ve küçük çaplı işletmelere de destek sağlanmış oluyor.
Ayrıca Clapp’a göre bağımsız eczaneler arasında rekabetin yüksek oluşu, bu ve benzeri programları kabullenme konusunda eczaneleri daha işbirlikçi yaparken, kendi iş modellerine de destek oluyor.
Kalıcı Bir Program mı? Pilot mu?
"Çiftlik Eczanesi" gibi insiyatifler Amerika'da halk sağlığının korunması ve yükseltilmesi adına yasa ve yönetmelikler tarafından da teşvik ediliyor. Son çıkarılan ve ürün reçetesi yazma programına kolaylaştırıcı düzenlemeler getiren çiftlik yasası ise programın kalıcı olacağına işaret ediyor.
Böyle bir program Türkiye'ye uygun mu? Ülkemizde de uygulansa iyi olur mu?
Siz ne dersiniz?
댓글