top of page
Yazarın fotoğrafıRâna Babaç

Musée François Tillequin'nin Osmanlı'dan Kalma Bitki Hazineleri



Fransa'nın ilk eczacılık okulu Descartes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi, dünyanın neredeyse her ülkesinden toplanan tıbbi bitkilerin sergilendiği özel bir müzeye ev sahipliği yapıyor. Paris’te bulunan fakülte müzesinde; 150 yıl önce Osmanlı İmparatorluğu'ndan getirilen çeşitli tıbbi ve aromatik bitki örnekleriyle birlikte, döneme ait çeşitli ekipmanlar ve aletlerin de yer aldığı 25,000+ parçadan oluşan tarihi bir koleksiyon bulunuyor. Osmanlı İmparatorluğu tarafından Paris’teki Eczacılık Fakültesi’ne hediye edilen materia medica numuneleri, Paris’te yaşayan Eczacılık Bölümü öğrencisi Selçuk Mutlu'nun üniversite tezini hazırlamak üzere bu koleksiyona atanmasıyla ortaya çıkmış. "Dünyanın her yerinden getirilen türlerle birlikte koleksiyonda 25,000'e yakın bitki var. Yıllardır kimse araştırmamış. Benim mezuniyet tezim vesile oldu, araştırmalar başladı. Bu koleksiyonda Osmanlı İmparatorluğu tarafından bağışlanmış 84 tane bitki türü olduğunu tespit ettik."

Fakültenin ilk yıllarında örgün eğitimi desteklemek için kurulan "François Tillequin" müzesinin, Tıbbi Madde Koleksiyonu'ndaki (Collections de Matière Médicale) Osmanlı Imparatorluğu'na ait bitkiler; Osmanlı ordusu eczacısı Francesco Della Sudda'nın 1855 yılında düzenlenen Paris Umumi Sergisi’ne katılımının ardından 230 tıbbi bitkiden oluşan bir koleksiyonu müzeye bağışlamasıyla buraya geliyor. 1867 yılında Paris’te yapılan bir başka uluslararası sergiye katılan Francesco Della Sudda’nın oğlu Giorgio Della Sudda da, yine çok sayıda tıbbi bitkinin yer aldığı başka bir koleksiyonu Paris Descartes Üniversitesi Eczacılık Fakültesi'ne bağışlıyor. "Giorgio Della Sudda, 1855‘te bu fakülteden mezun olan ilk Türk’tür." Selçuk Mutlu, bugün 84 kavanozdan oluşan bu koleksiyonun çoğunun Francesco Della Sudda’nın oğlu Giorgio Della Sudda tarafından müzeye bağışlandığını ifade ediyor. Araştırmaları sırasında, bu 84 kavanozun üzerinde yazan bilgi metinlerini Prof.Dr. Turhan Baytop’un eserlerinden yararlanarak çözümlediğini anlatan Mutlu, bir araştırmacı tarafından ilk önce şarap olarak hazırlanan daha sonra ABD’de normal içeceğe dönüştürülen Coca-Cola’nın formülünün de bu müzede bulunduğunu anlatıyor. Koleksiyon zaman içinde müzeye yapılan ve yapılmaya devam eden bağışlarla zenginleşmiş ve zenginleşmeye devam ediyor. Darısı bizim müzelerimizin başına...



Comments


bottom of page