top of page
Yazarın fotoğrafıRâna Babaç

“Mevsime Göre Parfüm Seçmek” diye bir şey var mı?



Bu hafta “resmen” ve hatta fiilen sonbahar girdik…


Artık akşamları soğuk rüzgarlar esiyor, güneş gün içerisinde eskisi gibi yakmıyor. Bir çok orman hayvanı kış uykusu hazırlığında...


Ben de içerisinde olduğumuz mevsim dönümünü fırsat bilerek, Homemade Aromaterapi Doğal Parfüm eğitimlerimde en sık aldığım sorulardan bir tanesine açıklık getirmek istedim.

Siz hiç düzenli kullandığınız bir parfüm kokusunun bazı dönemlerde bir miktar farklılaştığını hissettiniz mi? Ağırlaştığını veya “artık kokmadığını”…

Bu sorunun cevabının ağırlıklı çoğunluğunuz için “evet” olduğunu biliyorum.


Doğal veya sentetik fark etmez kullandığımız tüm parfümler, kendilerini göstermede ("projeksiyon" eğitimlerimizden hatırlayın :) bir miktar vücut ısınızdan faydalanır ve bir miktar da ortam ısısı ile etkileşime girerek, bizlerin onları farklı deneyimlememize neden olurlar.


Sıcak havalar koku notalarını yoğunlaştırır, koku moleküllerinin daha hızlı ısınmasına ve havaya karışmasına katkı sağlayarak, bir parfümün tenimizde çiçek açma (“bloom”) sürecini hızlandırırlar.



Soğuk havalar ise koku moleküllerinin havaya karışma süresini yavaşlatır - baş ve kalp notaları daha kalıcı hale gelir - ve parfümlerimizin projeksiyonu azalır.

Bu nedenle bir çok insan iç güdüsel olarak sıcak aylarda hafif ve taze kokuları, havalar soğumaya başlayınca ise sıcak ve aromatik kokuları tercih eder.

Dolayısı ile teknik bir bakış açısı ile, mevsim parfüm seçerken değerlendirilmesi gereken bir faktördür. Çünkü mevsimler, parfümün tenimizde nasıl hareket edeceği ve dolayısı ile parfümü nasıl algılayacağınızı değiştirirler.

Fakat “mevsime göre parfüm” seçmenin temelinde kimi zaman kalıcılığın veya yaşadığımız reel deneyimin, yani teknik perspektifin hiç bir etkisi olmayabilir de...

Mevsimsel tercihlerimiz, kokuların bizde uyandırdığı duygularla paralel olarak da şekillenebilir.


Yazın kalın bir kazak giyme fikri nasıl ruhumuza ağır geliyorsa; kaşmir kumaşı, şöminede yanan bir ateş veya bol baharatlı ağır bir tatlı çağrışımı yapan her koku… çok basit olarak üzerimizde “yanlış”, “taşıması zor” bir koku izlenimi bırakabilir.


Tüm bu bilgileri verdikten sonra sizden şunu da unutmamanızı rica edeceğim, parfüm tercihleri dünyada pek çok toplumda hala daha kültürel temellerde şekillenmektedir.

Örneğin Araplar ve Hintliler, hava sıcaklığından veya mevsimden bağımsız “sıcak”/“ateş elementi baskın" kokuları tercih ederlerken - yazın sıcağında bu insanların baharatlı veya reçineli kokular kullanmış oldukları dikkatimizi çekebilir.



Bazı kültürlerde ise “mesafe” önemli bir değer olduğumdan, bu insanlar (örneğin İskandinavlar) soğuk kış günlerinde bile “başkalarının alanına girmemek için” daha linear ve baş/kalp notaları ile inşa edilmiş parfümleri tercih edebilirler.



Çok karmaşık cevabı olan bir başka parfüm sorusunun bir teknik, bir duygusal ve bir de kültürel kısa yanıtları bu şekilde…


Ben yeni mevsimin gelişini büyük bir mutlulukla karşılıyorum.


Zor bir yazdı. Taze sonbahar kokularının, geçtiğimiz yaz aylarının ciğerimize kadar hissettiğimiz yangınlarını yatıştırması dileğiyle.

Sağlıkla kalın.

Commentaires


bottom of page