GoLuxuries.com: WeReserve Seasons ile Unutulmaz Bir Sonbahar Deneyimi

Geçtiğimiz günlerde, zamanın kokusunu taşıyan bir atmosferde, Mısır Çarşısı’nın yüzyıllardır süregelen büyüsüne Osmanlı kozmetiğinin kadim bilgeliğini davet ettik. Bu özel deneyim atölyesi, global bir kozmetik markasının global C-level yöneticilerini ağırladığımız çok özel bir buluşmaya dönüştü.

Dr. Çelebi’nin keynote konuşması, antik dönemden bugüne koku ile insan arasındaki ilişkinin evrimsel serüvenini ortaya koyan etkileyici bir yolculuktu. Osmanlı parfümerisi odaklı deneyimsel paylaşımında ise nadir yazmalarda yer alan parfüm reçeteleri, dönemin koku maddelerinin hangi amaçlarla ve nasıl kullanıldığını detaylarıyla paylaştı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı himayesinde T.C. Sağlık Bakanlı ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 3 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştirilen 3. Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Kongresi, geleneksel iyileşme yöntemlerinin modern bilimsel çerçevede yeniden değerlendirildiği, çok değerli konuşmalara ev sahipliği yaptı. Kongrenin ilgi gören oturumlarından biri ise, tıp tarihçisi ve klinik aromaterapist Dr. Rana Babaç Çelebi’nin gerçekleştirdiği sunum oldu.

Geçtiğimiz günlerde Gaziantep Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Koku Çalıştayına konuşmacı olarak da katılmaktan büyük bir memnuniyet duydum.  Sunumumda, Anadolu’da parfüm sanatının gelişimini ve Osmanlı döneminde kullanılan hammaddeler ile üretim tekniklerini, arşivlerdeki birincil kaynaklar ışığında aktardım.

Eskiden parfüm, başkaları için kullanılırdı - başkalarının üzerine hoş kokularla iyi bir izlenim yaratmak, başkalarının gözünde kendini bir yere oturtmak... Bugün parfümü daha çok kendimiz için sürüyoruz. Koku artık sadece estetik değil, bir tür ruh hâli düzenleyici. Günlük ritüellerin, iyi hissetme hâlinin ayrılmaz bir parçası.

Suudi Arabistan’da ud sadece bir koku değil; bir hafıza, bir miras, bir yaşam biçimi.

Bugün tütsü çoğunlukla bir ritüel veya hoş bir koku yayma aracı olarak algılanıyor. Ancak Osmanlı’da bu durum çok daha katmanlı ve işlevseldi. Kokular yalnızca estetik değil, aynı zamanda sağaltıcı ve düzenleyici araçlardı. Mekânların arındırılmasından tutun da doğum ve ölüm törenlerine, hasta bakım odalarından çalışma alanlarına, hatta saray ahırlarında hayvan sağlığını korumaya kadar uzanan çok geniş bir yelpazede kullanılıyorlardı.

Çivi Yazısından Osmanlı’ya: Tütsüyle Tedavi Artık Tek Bir Kaynakta

Parfüm Rotaları'nda yeni logomuzla birlikte, daha fazla hikâye, daha çok koku, daha derin bir keşif sizi bekliyor.

Parfümör olmak, yalnızca koku duyusunun güçlü olmasıyla açıklanamayacak kadar çok katmanlı bir yolculuktur.

Bu sene Balıkesir Belediyesi 6. Uluslararası Aromaterapi Festivali: 4 Element, 1 Alem - elementlerin kadim bilgeliğiyle doğayı, kokuyu, insanı ve bilimi bir araya getirdi.

Balıkesir 6. Uluslarası Aromaterapi Festivali'nin en dikkat çeken oturumlarından birinde Tıp Tarihçisi ve Klinik Aromaterapist Dr. Rana Babaç Çelebi’ye Uçucu Yağlarda Frekans konusuna netlik getiriyor.

☢️ Nükleer Bomba Patlaması Durumunda Hayatta Kalma Rehberi

Kaz Dağları’nda yaptığımız derin orman yürüyüşlerinde, doğanın şifalı sessizliğine eşlik eden bilge bir var oluş biçimi Meşe Yosunu Likeni

Geçtiğimiz günlerde karşılaştığım bir haber beni hem heyecanlandırdı hem de hafifçe ürpertti. Osmo adlı bir teknoloji şirketi, koku üzerine çalıştığı projeyi şöyle tanımlıyor: “Dünyanın bir noktasındaki bir kokuyu yakalayıp, bir başka noktada serbest bırakabilen bir teknoloji.”

Uçucu Yağların Frekansları

Dün 21 Mayıs Uluslararası Çay Günü’ydü (International Tea Day) ve dünyanın dört bir yanında da etkinlikler ve çevrimiçi paylaşımlarla çayın tarihi, kültürü ve üretimi kutlandı.

Son dönemde koku dünyasında ilgiyle takip ettiğim önemli bir eğilim var: “Skinification of Fragrance”, yani parfümün cilt bakımına yaklaşır şekilde yeniden konumlandırılması. Parfüm tercihlerimizde artık satınalma motivasyonumuz sadece güzel kokmak değil, tenimize iyi gelen, onu besleyen ve bütünsel bir bakım sunan formüller...

Doktora sürecim boyunca beni en çok üzen - ve açıkçası zaman zaman öfkelendiren - maalesef pek çok alanda en az ikiye bölünmüş ülkemizde şahit olduğum “bilimsel yobazlık” oldu.